İş Kazası Sonrası Bakıcı Gideri Tazminatı Nasıl Hesaplanır ?

Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, davacının idaresindeki araca çarpmasıyla oluşan kazada ağır biçimde yaralanan davacının % 98 oranında malul kalıp bakıma muhtaç hale geldiğini, davacının maluliyeti nedeniyle davalının 290.000,00 TL. tazminat ödediğini, sürekli bakım gideri talebinin ise bu zararın maluliyet teminatı içinde olduğu ve teminatın tüketildiği gerekçesiyle reddedildiğini, davacının bakıcı giderinin tedavi teminatı içinde davalının sorumluluğunda olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 290.000,00TL. bakıcı gideri tazminatının 10.05.2018 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili, poliçe gereği geçerli olan tek teminat limiti dahilinde davacıya ödeme yapıldığını ve sorumluluklarının son bulduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 290.000,00 TL. bakıcı gideri tazminatının 10.05.2018 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; bu karara, davalı vekili İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itiraz etmiştir.

Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından; davalı vekilinin Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı yaptığı itirazın reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Sigorta İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davaya konu edilen sürekli maluliyetten kaynaklanan yaşam boyu bakıcı gideri talebinin, ... poliçesindeki tedavi teminatına dahil olduğuna ilişkin kabulde bir isabetsizlik görülmemesine; davalının, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından hüküm altına alınan vekalet ücreti yönünden karara itiraz etmediği ve bu hususta davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alındığında, davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyizinin yerinde görülmemesine göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi         2018/1895 E.  ,  2020/5858 K.-20/10/2020 )

 

Trafik Kazası Sonrası Bakıcı Gideri Tazminatı Nasıl Hesaplanır ?

Davaya konu kazadaki yaralanması nedeniyle, davacının tedavi sürecinde yapılan tüm giderlerinin belgeye bağlanması mümkün olmadığı gibi, hayatın olağan akışına göre de davacı taraftan bu yönde bir belgelemenin beklenmesi hakkaniyetle bağdaşmayacaktır. Tedavi sürecinde yapılması muhtemel yol ve ulaşım giderleri, belgeye bağlanamamış tıbbi malzeme, ilaç vs. giderleri olması kaçınılmazdır.
Bu durumda mahkemece; konusunda uzman adli tıp bilirkişisinden, davacının kazadaki yaralanması ile tedavisinin mahiyeti, tedavi süresi ve şekli ile tedavi belgeleri dikkate alınmak suretiyle, tedavi sürecinde yapılması muhtemel ve belgelenmemiş tedavi giderlerinin miktarı ile bakıcı gideri tazminatı konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi-2019/4660 E.  ,  2020/4502 K. - 08/07/2020 )

 

Evde Bakım Tazminatı alınması Bakıcı gideri tazminatı talep edilmesine engel değildir.

Dosya kapsamından, davacı sigortalının davalı belediyenin temizlik işlerini yüklendiği anlaşılan dava harici şirkette işçi olarak çalışmaktayken olay günü davalı belediyeye ait, sürücü davalı ... idaresindeki kamyonda yolcu olarak bulunduğu sırada sürücünün aracın kontrolünü kaybetmesi neticesinde aracın şarampole yuvarlanıp takla atması neticesinde araç içerisinde yaralanarak %100 oranında malul kaldığı ve sürekli olarak bakıma muhtaç olduğunun tespit edildiği, iş kazasının gerçekleşmesinde davacının kusursuz, davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu, davalı belediyenin ise hem işveren hem de işleten olarak sürücünün kusurundan sorumlu olduğu, hükme esas alınan hesap raporunda davacının bakıcı giderinin 599.040,89 TL olarak tespit edildiği ve 1/3 oranında resen hakkaniyet indirimi yapılarak bakıcı giderinin 399.360,59 TL olarak belirlendiği, davacının bu rapora itibar ederek bakıcı gideri alacağını ıslah ettiği, İlk Derece Mahkemesince bakıcı gideri olarak bu miktara hükmedildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ise bakıcı giderinden %50 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak, davalı belediyenin sorumlu olduğu bakıcı gideri miktarının 299.520,45 TL olarak karar verildiği anlaşılmıştır
Bilindiği üzere başkasının bakımına muhtaç kalan sigortalının, bakım giderleri maddi zarara dahildir. Bakıcı gideri hesaplanırken PMF yaşam tablosu kullanılmaktadır. Kazalının, iş kazası nedeniyle uğradığı gelir kaybının hesabının sözü edilen tabloya göre yapılması, geleceğin varsayıma göre belirlenmesi yönünden yerindedir. Ancak işgücünü kaybeden kazalının sağlıklı bir insan için geçerli olan PMF yaşam tablosuna göre belirlenen bakiye ömrü boyunca bakıcı giderinin bulunacağının kabulü yerinde değildir. Ayrı bir bakiye ömür belirlenmesi de mümkün olmadığına göre davacının halen ve bakiye ömrü içerisinde de sürekli bakıcı çalıştırmayıp aile içi bakım dayanışmasından yararlanacağı da gözetilerek hakim, burada hakkaniyet indirimi ile uygun bir bakıcı giderine hükmetmelidir.
Somut olayda, davacı sigortalı lehine hesap edilen bakıcı giderinden Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... istinafı haklı görülerek uygulanan %50 oranındaki hakkaniyet indiriminin fazla olduğu anlaşılmaktadır.
O halde yapılacak iş, Bölge Adliye Mahkemesi kararında hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda belirlenen bakıcı giderinden taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da dikkate alınarak, davalı ... lehine uygun oranda hakkaniyet indirimi yaparak oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.( Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/5390 E.  ,  2020/10 K.13/01/2020 )

Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından iş kazası sonucu davacıda oluşan sürekli iş göremezlik oranının %81,00 olduğu ve bir başkasının bakımına muhtaç olduğunun tespit edildiği, iş kazasının meydana gelişinde davacının %20, davalının %80 oranında kusurlu oldukları, bölge adliye mahkemesi tarafdından hesaplanan bakıcı gideri tazminatından %40 oranında hakkaniyet indirimi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Şüphesiz başkasının bakımına muhtaç kalan sigortalının, bakım giderleri de maddi zarar olarak ortaya çıkar.. Bakıcı gideri hesaplanırken PMF yaşam tablosu kullanılmaktadır. Kazalının, iş kazası nedeniyle uğradığı gelir kaybının hesabının sözü edilen tabloya göre yapılması, geleceğin varsayıma göre belirlenmesi yönünden yerindedir. Ancak işgücünü kaybeden kazalının sağlıklı bir insan için geçerli olan PMF yaşam tablosuna göre belirlenen bakiye ömrü boyunca bakıcı giderinin bulunacağının kabulü yerinde değildir. Ayrı bir bakiye ömür belirlenmesi de mümkün olmadığına göre davacının halen ve bakiye ömrü içerisinde de sürekli bakıcı çalıştırmayıp aile içi bakım dayanışmasından yararlanacağı da gözetilerek hakim, burada hakkaniyet indirimi ile uygun bir bakıcı giderine hükmetmelidir. Somut olayda, hesaplanan bakıcı giderine uygulanan %40 oranındaki hakkaniyet indirimi fazla olmuştur. Yapılacak iş, Bölge Adliye Mahkemesi kararında hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda belirlenen bakıcı giderinden uygun oranda hakkaniyet indirimi yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.(Yargıtay 21. Hukuk Dairesi         2018/3679 E.  ,  2019/6392 K. 22/10/2019)

Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Davacının ATK 3.İhtisas Kurulundan alınan 09.01.2015 tarihli raporu ile belirlenen 9 aylık tedavi süresinde %100 malül sayılacağı belirlendiğine göre bakıcı ücretinin hesaplanmasında kaza tarihinde yürürlükte olan asgari ücretin brüt tutarının esas alınması gerektiği Dairemizin yerleşik uygulaması gereğidir. Davacının tazminat alacağından hakkaniyet düşüncesi ile indirim yapılamayacağı için, aile içi bakım düşüncesi ile bakıcı giderinden hakkaniyet indirimi yapılması, Dairemiz yerleşik uygulamaları ile makul kabul edilmemektedir.
Somut olayda, bakıcı gideri hesaplanırken davacının %70 kusur oranına karşılık indirim yapılmıştır. Bakıcı ücretinden ayrıca 1/3 hakkaniyet indirim yapıldığı görülmektedir. 6098 sayılı TBK md. 55. hükmüne göre hakkaniyet indirimi yapılması ve buna göre düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yine bilirkişi raporunda bakıcı giderinin net asgari ücretten hesaplandığı anlaşılmıştır. Davacının bakıcı gideri talebi yönünden kaza tarihinde yürürlükte olan brüt asgari ücret tutarı (tamamı) üzerinden hesaplama yapılmak üzere bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli değildir. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi         2016/18222 E.  ,  2019/9513 K. 16/10/2019 )

İş kazası sebebine dayalı tazminat davalarında amaç davacı sigortalının SGK tarafından karşılanmayan tazminat alacağının tespit etmek ve kusuru olan davalıları tespit edilen tezminat alacaklarından sorumlu tutmaktan ibarettir. Nitekim 5510 sayılı Kanunun 19.maddesinin 1. fıkrası gereğince iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanır. Aynı maddenin 3. fıkrası gereğince sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının mesleğinde kazanma gücünün kaybı oranına göre hesaplanır. Sürekli tam iş göremezlikte sigortalıya, 17 nci maddeye göre hesaplanan aylık kazancının % 70'i oranında gelir bağlanır. Sürekli kısmî iş göremezlikte sigortalıya bağlanacak gelir, tam iş göremezlik geliri gibi hesaplanarak bunun iş göremezlik derecesi oranındaki tutarı kendisine ödenir. Sigortalı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise gelir bağlama oranı % 100 olarak uygulanır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 55. maddesi gereği destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez
Adalet Komisyonu'nun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.”
Öte yandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır” Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır.
Şüphesiz başkasının bakımına muhtaç kalan sigortalının, bakım giderleri de maddi zarar olarak ortaya çıkar. İşgöremezlik oranı % 100 ise kazalının mutlaka bakıma muhtaç olduğunun kabulü gerekir. Bakıcı gideri hesaplanırken PMF yaşam tablosu kullanılmaktadır. Kazalının, iş kazası nedeniyle uğradığı gelir kaybının hesabının sözü edilen tabloya göre yapılması, geleceğin varsayıma göre belirlenmesi yönünden yerindedir. Ancak işgücünü kaybeden kazalının sağlıklı bir insan için geçerli olan PMF yaşam tablosuna göre belirlenen bakiye ömrü boyunca bakıcı giderinin bulunacağının kabulü yerinde değildir. Ayrı bir bakiye ömür belirlenmesi de mümkün olmadığına göre davacının halen ve bakiye ömrü içerisinde de sürekli bakıcı çalıştırmayıp aile içi bakım dayanışmasından yararlanacağı da gözetilerek hakim, burada hakkaniyet indirimi ile uygun bir bakıcı giderine hükmetmelidir.
Somut olayda, davacının sürekli iş göremezlik oranı SGK tarafından %50 olarak kabul edilmiş yardıma muhtaç durumda olmadığı belirtilmiş, bu oran üzerinden davacıya gelir bağlanmış, hükme esas alınan raporda ise Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporlara itibarla %76 maluliyet oranı üzerinden sürekli iş göremezlik tazminat alacağı ve bakıma muhtaç olduğu kabul edilerek bakıcı gideri hesabı yapılmış ve kurum tarafından %50 maluliyet oranı üzerinden bağlanan gelirin rücuya kabil kısmı tenzil edilerek TBK’nun 55.maddesi hükmüne ayrkırı olacak şekilde maddi tazminatın hesap edildiği anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş, davacıya Adli Tıp Kurumu rapolarına göre %76 maluliyet oranı ve yardıma muhtaç olduğu dikkate alınarak SGK’ya başvurarak bu maluliyet durumuna göre kendisine gelir bağlatmak üzere süre vermek, SGK tarafından talebin reddedilmesi halinde ise; SGK’na ve işverene karşı dava açarak, maluliyet oranının kurum için de %76 olduğu ve yardıma muhtaç olduğunun tespiti ile bu oran ile yardıma muhtaçlık durumu üzerinden gelir bağlatılması istemli dava açmak üzere süre vermek, verilen süre içerisinde davanın açılması halinde davanın sonucunu bekleyerek sonucuna göre bağlanan gelirin rücuya kabil kısmının, davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek 05/09/2017 tarihli hesap raporunda asgari ücretin 1,59 katı üzerinden yapılan sürekli iş göremezlik alacağı hesabı gözetilerek hesaplanması gereken (%76 maluliyet oranı ve % 20 davacı kusuru indirmi yapılmış) 423.965,84 TL’lik sürekli iş göremezlik tazminat alacağı ile bakıcı gideri alacağı hesabı olan (% 20 davacı kusuru ve %50 hakkaniyet indirimi yapılmış) 270.902,63 TL’lik bakıcı gideri alacağı toplamı olan 694.868,47 TL’den tenzil ederek taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. ( Yargıtay 21. Hukuk Dairesi- 2018/5477 E.  ,  2019/4508 K.-18/06/2019 )

 

Zararın Tespiti ve Tazminatın Hesaplanması

Sigortacılıkta, teminat altına alınan rizikonun gerçekleşmesi sonucu sigorta konusu menfaatin kısmen veya tamamen zarara uğraması halinde ortaya çıkan menfaat kaybının tam anlamıyla giderilmesi esastır. Nitekim 6102 sayılı Kanunun 1459’uncu maddesinde yer alan “Sigortacı, sigortalının uğradığı zararı tazmin eder.” hükmü, sigortacılıkta uğranılan gerçek zararın karşılanması kuralını getirmiştir.

6102 sayılı Kanunun 1460’ıncı maddesinde yer alan “Sigorta değeri sigorta olunan menfaatin tam değeridir.” hükmü ile 1461’inci maddesinde yer alan; “Sigortacının sorumluluğu sigorta bedeli ile sınırlıdır. Sigorta bedeli, rizikonun gerçekleştiği andaki sigortalı menfaatin değerini aşsa bile, sigortacı uğranılan zarardan fazlasını ödemez.” hükmü, rizikonun gerçekleşmesi halinde şirket tarafından ödenecek tazminatın, sigortaya konu menfaatin rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerinin dikkate alınarak belirleneceğini ancak ödenecek tutarın hiçbir zaman sigorta bedelini aşamayacağını düzenlemektedir.

6102 sayılı Kanunun 1427’nci maddesinin birinci fıkrası gereği, poliçe eki özel ve genel şartlarda aynen tazmine ilişkin bir hüküm yoksa sigorta tazminatı nakden ödenir. Dolayısıyla, eğer poliçede ya da poliçeye ekli genel ve özel şartlarda rizikonun gerçekleşmesi sonucu meydana gelen zararın şirket tarafından aynen (eski hale getirme vs.) karşılanacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmuyorsa ya da böyle bir hüküm bulunsa bile aynen tazmin mümkün değilse, şirketin sigorta tazminatını sigortalı/tazminat alacaklısına nakden ödemesi gerekmektedir.

Diğer yandan, rizikonun gerçekleşmesi halinde ortaya çıkan hasarın ve ödenecek sigorta tazminatının nasıl hesaplanacağı Genel Şartlar ile poliçeye ekli özel şartlarda belirtilir. Yapılacak incelemede, rizikonun gerçekleşmesi halinde ortaya çıkan zarar ile sigorta teminatı kapsamında ödenecek tazminat tutarının tespit edilmesinde, ilgili mevzuat hükümlerine uygun hareket edilmiş olup olmadığı araştırılır. ( T.C. BAŞBAKANLIK HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI Sigorta Denetleme Kurulu HASAR VE TAZMİNAT İŞLEMLERİ DENETİM REHBERİ- OCAK 2016 )

 

Sigorta Hukuku Bedeni Zarar Tazminatı Hesaplama



Hemen Ücretsiz* Kullanmaya Başla

*Tamamen ücretsiz üye olabilir sistemi kullanabilirsiniz.

Bazı araçlar ücrete tabi olmasına rağmen büyük tasarruf sağlarken gelişmiş kredi sistemi ve 3D Güvenlikli Param.com.tr altyapısı ile güvenli işlemler yapabilirsiniz. Ücretli olan araçları kullandıkça ödeme yaparak gereksiz aidat/üyelik ücretlerini de ödemek zorunda kalmazsınız.

Diğer Araçlar (Modüller)

İşçi Alacakları, Sigorta Hukuku ve İş Kazası Sonucu Tazminatı gibi kategorilere ait hesaplama ve raporlama araçları.